26 Eylül 2009 Cumartesi

Yüz Yirmi Yedinci Yazı a.k.a. Yazı

İnanır mısınız duygusal olarak iyileştikçe yazasım gelmiyor buraya... Galiba bir çeşit kendimi meşgul etme, duygularımı boşaltma yeriymiş blog benim için... Bir de boş kalamadığımı fark ettim... Kimseye aşık olmama gibi bir seçeneğim yokmuş gibi sanki... Ben de hayatımda ilk defa resmen her önüme gelene yavşamaya başladım... Nasıl olacak bakalım... Ayrıca burdan "Tanrının en çok lanetlediği üç şeyden biri homoseksüelliktir" diyen Türkçe Hocamızı da kınıyorum... Çok ayıp... Resmen mutluyum yahu inanılır gibi değil... Huzurlu falanım hocaya rağmen... Çok ordan burdan yazdım ama olsun... Yavşadığım bir sürü insanın içinden 1 tane farklı yerde duran bir "X" var... Siz okuyucular için en hayırlı şey onunla bir şeyler yaşamam olur... O yüzden dua edin aşık falan olayım... Hem de İstanbul'da yaşamakta olduğu için daha çok drama olur hayatımda... Bu da daha çok yazı demektir... Hadi bakalım... Saygılar delüğanlular...

21 Eylül 2009 Pazartesi

Yüz Yirmi Altıncı Yazı a.k.a. (500) Days Of Summer a.k.a. To Die By Your Side Is Such A Heavenly Way To Die




Sonunda izledim (500) Days Of Summerı... Sonunda... Ve itiraf etmeliyim çok şey bekliyordum... Genelde de çok şey beklediğim filmler beni hayal kırıklığına uğratır... Jeux D'enfants olsun, Australia olsun hep böyle olmuştu... Ama ilginçtir, bu sefer beğendim... Üstelik baya beğendim... Soundtrackine falan bakmamıştım, spoiler gibi olmasın her şeyi o an bileyim diye, şimdi baktım da... Çok sağlam bir soundtracki var... Zooey Deschanel(Beşamel diyorum artık (Orçun'un yüzünden) zaten inanılmaz biri bana göre, bir de üstüne "There Is A Light That Never Goes Out" söylüyor, The Smiths hayranı, yanında da Joseph Gordon Levitt var... Daha ne diyeyim ben?? Sonuçta çok güzel bir film çıkmış ortaya... Amerika'da anylardır, İngiltere'de sanıyorum 3 haftadır vizyonda olmasına rağmen daha yeni dün düşebildi internete ve bizleri çok yalvarttı(Warez-BB'de 14 sayfa request vardı) ama değdi sanırım... Gerçekten çok güzel olmuş... Ve ben galiba biraz Tom gibiyim onu fark ettim... Her neyse... Çok güzel film... Chick flick falan ama kesinlikle kaçırmayın!

13 Eylül 2009 Pazar

Yüz Yirmi Beşinci Yazı a.k.a. Doğdum!

Doğdum ben bugün... Ama hem üşüyorum hem terliyorum hem de karnım ağrıyor... Ama olsun annem bana patlıcan bohçası yapacakmış... O yüzden her şey daha güzel şimdi...





PS: yemektarifleri.com'dan reklam parası bekliyorum...

12 Eylül 2009 Cumartesi

Yüz Yirmi Dördüncü Yazı a.k.a. Rexona Teens Club

Rexona Teens Club'a katılabilmek için son 21 saat... Sonra bitiyor teen olma hikayesi... Ayrıca doğum günümde yapılacak olan MTV Video Müzik Ödülleri'nde Britney'nin 7 dalda aday olması da var... Kazanırsa kadere yoracağım... Sonra bunu da gidip tanışmam için bir işaret olarak göreceğim falan... Wait for me diyip gideceğim... Sıkıldım baya...

----------------
Now playing: Squarepusher - Circlewave 2
via FoxyTunes

8 Eylül 2009 Salı

Yüz Yirmi İkinci Yazı a.k.a. Okul Durumu

Az önce "not continuing" student'tan "continuing" student'a geçiş yaptım resmi olarak Student Review System'da...

Yüz Yirmi Birinci Yazı a.k.a. Britney'nin Fazla Indie Olması

Dost'ta Asher Roth ve The Dead Weather albümlerinin olması ama 1 tane bile Britney Spears albümü olmaması ne demek ki?? Eski albümleri bile yoktu! Hayat bazen fazla garip...

2 Eylül 2009 Çarşamba

Yüz Yirminci Yazı a.k.a. Sınav Vol.1

Şimdi sınava gidiyorum... Diş ağrılarımla beraber... Acaba okula geri girebilecek miyim?? Çok heyecanlı... Yok lan değil aslında... O değil de bu dişin en azından 20 olmamı beklemesini isterdim... 13 gün daha bekleyemedi kerata... Hadi bakalım sınavda neler olacak...

1 Eylül 2009 Salı

Yüz On Dokuzunu Yazı a.k.a. Diş

Yirminci yaş dişim çıkıyor... Hayatmında böyle bir acı yaşamadım ben... Ne bir şey içebiliyorum ne de yiyebiliyorum... Sigara içerken, konuşurken ve yutkunurken bile acıyor... Hayat çok zormuş...